Dünyada Aromaterapi Tarihi, Basit Aromaterapi Karışımlarının yapılmaya başlanması ile medeniyetin 5300 yıl kadar öncesinde antik Mısır’da başladığı konusunda bir çok tarihçi hemfikirdir. En eski piramit M.Ö. 3000 yıllarında üçüncü hanedan zamanında Kral Zoser’in baş mimarı ve aynı zamanda Kralın astronomi danışmanı ve hekimi olan Imhotep tarafından yapılmıştır. Şüphesiz tıbbi bilginin ilerlemesi için çok şey yapmıştır. Demlenmiş yağlar ve aromatik merhemler Mısır ilaçlarında sıklıkla kullanıldığı için kendisini aromaterapinin atası olarak nitelendirebiliriz.
En eski ve meşhur aromatik formüllerden biri 16 aromatik malzemenin karışımı olan kyphi’dir. Yapımında tam olarak hangi malzemelerin kullanıldığını bilemesek de çoğu uzman bu karışımda mür, ardıç, tarçın, yabani saparna, aselbent, safran ve sinameki kullanıldığı konusunda hemfikirdir. Tapınaklarda kullanılmasının yanı sıra kyphi evlerde güzel koktuğu için kullanımı ve vücut ve kıyafetlere sürülen bir parfüm olarak da (daha sonra hem Yunanlar hem Romalılar tarafından sıvı parfüm olarak kullanılacaktır) kullanımından oldukça popüler olduğu sonucuna varıyoruz.
Kyphi aynı zamanda ilaç olarak da kullanılmıştır. Yunanlı tarihçi Plutarkhosa göre, “Aromatik özü uykuyu getirmesiyle birlikte gerginliği alıp kâbusları azaltmaktadır. Birçok kişinin gecelerini rahat geçirmelerini sağlayan şeylerden yapılmıştır,” bu da bu karışımı ilk “toplumun afyonu” yapmaktadır. 1922 Tutankamon’un mezarında bulunan kapalı şişelerden biri açıldığında, içerisinde aradan geçen 3300 yıla rağmen hala kokusunu kaybetmemiş bir merhem olduğu görüldü. Yapılan incelemelerde şişede aselbent ve yabani saparna olduğu görüldü. Bu belki de, dünyanın ilk parfümünün günümüze kadar gelen son şişesidir.
16. yüzyılda Fransız edebiyatçı Montaigne “Hekimler kokulardan daha fazla yararlanmalılar, değişime yol açtıklarını ve kokulara göre ruh halimin değiştiğini kendi üzerimde sıkça gözlemliyorum” tespitinde bulunur.
Modern çağda aromaterapinin dikkatleri tekrar çekmesi 19. Yüzyıl sonları ve 20. Yüzyıl başlarına rastlamaktadır. Esansiyel yağlar çoğunlukla zararlı mikroorganizmaları ortadan kaldırmak, negatif duyguları bertaraf etmek ve ruh halini dengelemek için kullanılmıştır. Modern aromaterapinin rönesansı Avrupa’da 3 kişinin çalışmalarıyla başlar: Kimyager(Gattefossé), doktor (Valnet),biyokimya uzmanı hemşire(Maury) ve günümüzde modern aromaterapiye şekil veren Rober Tisserand